31 Aralık 2010 Cuma

2011 Hoşgeldin

Hoşgeldin 2011,  iyi ki geldin..
Yeni başlangıçlara hepimizin ihtiyacı vardı..
Ne yalan söyleyeyim 2010' u pek de sevemedik..Özellikle son bölümünü..
İnşallah 2011 hep güzel hatırlanacak yıllardan olur..
Hepimize sağlık dolu, mutluluktan havalarda uçacağımız, hep iyi dostlarla olacağımız güzel bir yıl diliyorum..

29 Aralık 2010 Çarşamba

Hayal

''Küçük bir Ege  kasabasında, bir yaz akşam üstü..
Güneş batmak üzere, denizden hafif bir rüzgar esiyor..
Deniz kokusu mis gibi, insan içine çektikçe mutlu oluyor..
Sahil boyu güzel bir yürüyüş yapıyoruz, Beril  pusette uyumuş..
Herkes mutlu sağlıklı, herkes iyileşmiş , iyi olmuş..

Düşünecek sadece tek bir şey var, denizin sesi..
Dalga çıkmış akşam üstü ama deniz yine de masmavi..
Seyyar satıcılar gelmiş, incik boncuk satıyorlar..
Herkes telaşsızca dolaşıyor, keyifle..
Sahil boyunda eski yazlıklar sıralanmış, hepsi ayrı bir zevki yansıtan..
Kiminin boyası dökülmüş, kimi daha bu sene yenilenmiş..
Hepsi ayrı birer hikaye anlatıyor sanki..
Bahçelerinde insanlar oturuyor , yavaştan akşam yemeği için mangal yakmaya başlamış bazıları..
Ama tek bildiğim bu görüntüde bu yazlıkların çok güzel bir dekor olduğu..
Huzur, tek hissettiğim bu ..''

Bu da nereden çıktı diyeceksiniz bu soğuk havada.
Ben böyle soğuk günlerde, genelde yılbaşı  arifesinde özlerim yazı ve denizi..
Kendimi görmek istediğim yer..
Ya da yeni yıl dileği de olabilir adı..

Ali Büyüdü Sünnet Bile Oldu..

Güzel kuzumuz Ali'nin sünneti vardı geçen haftasonu..
Henüz 6 aylık kendisi, Beril'in en sevdiği bebeklerden..
Bizim komşumuz kendisi..
Az bir zaman sonra taşınacak olmaları çok üzüyor bizi..
Keşke biraz yakına taşınıyor olsalardı diyoruz ama epey uzağa gidiyorlar..
Beril de eminim çok üzülecek ama ne yapalım..

Hayırlı ve uğurlu olsun diyoruz..
Kuzularıyla birlikte, güzel ve mutlu bir ömür diliyoruz..

25 Aralık 2010 Cumartesi

Sabır

Sabır, her şeyin başı bu..
Ne klişe söz değil mi?
Ama öyleymiş, anladım ..
Gösterildi bana..

Her şey sanki bizim başımıza geliyor niye oluyor diye düşünür ya bazen insan..
İnsanoğlu , beşer şaşar hesabı...Bir dönem geldi bana da, ağladım hatta..

Ama yok sabretmek gerekmiş..
Yeterince sabredince karşısına öyle örnekler çıkıyormuş ki '' Bu da neymiş ki? Bizimkide dert miymiş?'' diyormuşsun..Ama hepsi sırayla, tek tek, sabırla çıkıyormuş karşına bu örneklerin..
Bakınız önceki yazım Sarp kuzusu.. Ne büyük sınav, ne zorlu bir yol..Allah yardımcıları olsun..


Bir başka  arkadaşımın annesi de kanserle mücadele ediyor, çok az vakti kalmış..Daha önce görülen vakalar çok hızlı kaybedilmiş,o da ha bire internetten okuyup,üzülmüş de üzülmüş..(3-4 ay gibi bir süreden bahsediliyor bu arada)..Hiç bir tedavi kemo-radyoterapi işe yaramıyormuş...
O çok üzgün, hem de çok..

O ilk şok çok zor oluyor, ama sonra hayat düzeltiyor kendini..
Derdi veren Allah sabırını da veriyor yavaş yavaş..
Almak istersen tabi..
Zorla bir şey yok..
Ama o ilk an çok vurucu kabul, dedim ya elden bir şey gelmez, elbet akacak birkaç damla yaş..
Sabır diliyorum ona bu gece, bizlere de tabi bol bol..

Benim annem de kurtulmuş değil henüz..
Ama biz zor dönemeci geçirdik gibi geliyor bana..
Hani derler ya teşhis tedavinin yarısıdır..
Yok öyle değil, kabullenip önünü görebilmekmiş yarısı..
En azından bana şimdilik öyle geliyor..
Biliyorum bu yazıyı annem okuyacak ve muhtemelen ağlayacak..
Anne ne olur ağlama artık, bak önümüz aydınlık..

21 Aralık 2010 Salı

Sarp'a Dair

Bir minik bebek Sarp, bir minik melek.
Amansız , dermansız bir hastalık bulmuş onu..
Hem de adı hiç duyulmamış ancak kitaplarda yazan Canavan Hastalığı..
Bu yaşına rağmen neler yaşamış, hele ailesi..
Çok büyük ve zorlu bir sınav..Bizimkiler yanında hiç kalır..

Onlara destek adına sitelerini lütfen ziyaret edin, eğer blogunuz varsa lütfen siz de paylaşın..
http://www.sarpadair.org
Ne kadar insan onlardan haberdar olursa, o kadar da çok destek bulacaklardır..

Bu pazar Ankara'da bir kermes düzenleniyor Sarp adına..Aşağıda davetiyesini bulacaksınız..
Katılamasak bile 5 liralık biletlerinden alsak ne güzel olur..
Bilgi için:
bilgi@sarpadair.org

20 Aralık 2010 Pazartesi

Oyuncak Dezenfeksiyonu

Rota virüs sonrası oyuncak dezenfeksiyonu olayını çok şükür geçen hafta başarıyla atlattık..
Çünkü bu virüs oyuncaklar üzerinde 3-4 ay kadar canlı kalabiliyormuş..Çocuk tekrar bu virüsten hasta olabiliyormuş..
Öncelikle çok fazla girintili çıkıntılı olan oyuncakları hele de çok pahalı olmayan gruptan olan plastik hayvan vs. gibi olanları mecburen attık.Daha büyük ve atmaya kıyamacağımız oyuncakları el-vücut dezentektanıyla iyice silip,duruladım..Bir süre için dolap üstelerine inzivaya çekildiler..
Yine ufak olan ve fakat yine atmaya kıyamadığımız Beril'in gönül bağıyla bağlı olduğu oyuncakları özel hazırlanmış dezenfektanlı suda beklettim.
Yıkanabilenleri makinada, yıkanamayanları elde yine dezentektan ilaveli deterjanlı sularla temizledim..
Mobilyaları da aynı suyla iyice silip,tüm çarşaf ve kıyafetleri yüksek derecede yıkadım..
Tüm ev baştan aşağıya temizlendi, halılar silindi..
Gün sonunda ellerimde dezenfektanı fazla kullanmaktan oluşan yaralar vardı ama büyük bir de iç huzur..
Demek ki neymiş deri dezenfektanı da olsa mutlaka eldiven takmak gerekirmiş..

16 Aralık 2010 Perşembe

Sini Börek

Börek sever misiniz bilmem..
Biz severiz..Hele eşim bayılır..Her hafta değişik bir çeşidini yapmaya çalışırım..

Geçenlerde yeni doğum yapmış bir arkadaşımla konuşuyorduk.
Evine hayırlı olsuna gelecek kalabalık misafirlerden bahsetti..Kara kara düşünüyordu nasıl bir çare bulsam diye..
Bir de bebeği , gece ve gündüzü  ters yaşayan bebek grubundan..Kızcağız taa Adana'dan gelecek o kadar akrabayı nasıl doyursam, ne ikram etsem diye düşünürken birden aklıma geldi..

Ben de yeni evlendiğim ve çok yoğun çalıştığım dönemlerde kalabalık misafirlerime hep Sini Börek'ten sipariş verirdim..Hem kilo hesabı olunca uyguna geliyor, hem de sıcak sıcak evinize kadar koca tepsileri bile gönderiyorlar..

Neyse tam da bunların üstüne mail kutuma bir de Sini Börek'in yılbaşıyla ilgili bir yazısı gelince ,artık bu konuyu yazmak farz oldu dedim..
Detaylıca okumak isterseniz işte yazı da aşağıda:

SİNİ EV BÖREĞi VE BAKLAVA’DAN
YILBAŞINDA LEZZETE DOYURAN ÇEŞİTLER...

Her yeni yıl, umutlarımızı yeni beklentilerle süsleyerek geleceğe taşıdığımız farklı bir penceredir. Bu yüzden yılbaşları çok özeldir. Koskoca bir yıla, ağız tadıyla veda ederken, yeni yılı da neşe ve coşkuyla sevdiklerimizle birlikte karşılamak isteriz. Bu özellikleri bir arada taşıyan yer ise kuşkusuz yılbaşı sofrasıdır. Bu yüzden en özel lezzetler yer bulur yılbaşı sofralarında... Bu özel günde misafirlerini birbirinden leziz börek ve baklava çeşitleriyle ağırlamak isteyenlere ise ev titizliğiyle doyumsuz lezzet, Sini Ev Böreği ve Baklava’dan geliyor. Sini Ev Böreği ve Baklava, tüm damak zevklerine seslenen börek ve baklava çeşitleriyle ister 1 tepsi ister 100 tepsi olsun tüm siparişlerinizi evinize ücretsiz getiriyor.

Yılbaşında “ister 1 tepsi ister 100 tepsi” lezzet...

Sini Ev Böreği ve Baklava, yılbaşı için her zevke göre lezzet seçenekleri sunuyor. Börek çeşitleri içinde su böreği, kol böreği, köy böreği, sigara böreği, dolama, boşnak böreği, gül böreği ve mekik böreği gibi birbirinden farklı seçenekler yer alıyor. Fıstıklı ev burması, cevizli ev burması, köy baklavası, fıstıklı köy baklavası, köy muskası, gelin tırnağı, gelin bohçası ve damat sarması ise baklava sipesiyalleri arasında yılbaşı sofraları için doyumsuz lezzet alternatifleri oluşturuyor. Sini Ev Böreği ve Baklava’nın baklava çeşitleri arasında bülbül yuvası, sarı burma, kaymaklı baklava, şöbiyet, saray sarması, sütlü nuriye, fıstıklı baklava, cevizli baklava, dürüm, fıstıklı kadayıf, kuş gözü ve elmalı baklava da bulunuyor.

Ev titizliğinde doyumsuz lezzet, ücretsiz servisle kapınızda...

Sini Ev Böreği ve Baklava, standart fiyat yerine tartarak ücretlendirme yöntemini uyguladığı için son derece uygun tepsi fiyatları sunuyor. Siz de yılbaşında misafirlerinize ziyafet sofrası kurmak istiyorsanız 444 4 711’i arayarak siparişinizi verebilirsiniz. Sini Ev Böreği ve Baklava; İstanbul (Ataşehir - Sefaköy), Ankara, Bursa ve İzmir’de faaliyet gösteriyor. Siparişiniz, bu illerin içinde ve İstanbul civarında ücretsiz olarak kapınıza ulaşıyor.


www.siniborek.com.tr

Rota Virüs'ten Sonra

Çok şükür daha iyiyiz..
Arayan , mail yollayan tüm dostlara çok teşekkürler..
Allah kimseye vermesin gerçekten yıpratıcı bir süreç geçirdik ..
İyi ki aşı yaptırmışız dedik..
Tavsiyem henüz yaptırmamış ve vakti geçmemiş her bebeğe yapılması yönünde..
Çünkü internette malum süreç boyunca öyle yazılar okudum ki , gerçekten çok zor şeyler yaşamış insanlar..
Günlerce hastanede yatanlar ve defalarca serum takılan bebeklerin sayısı hiç de az değil..
Hatta sevgili dostum Serra'nın da başından geçmiş benzer bir durum vardı, okuyanlar hatırlar belki..
Bu sebeple aşıyı sizlere hatırlatmak istedim..

Beril'in iştahı hala yok gibi..
Tüm günü bir küçük salatalık ve bir bisküvi ile geçirdiği  gün oldu..
O yüzden çocuklarını iştahsızlıkla suçlayan annelere o da bir şey mi diyorum..

Bu arada Beril artık koltuklara kendi başına çıkmayı öğrendi..
Tabi bunda tam bir hafta evde hapis hayatı yaşamış olmasının etkisi var..
Hem havanın gayet soğuk olması, hem de başka çocuklara bulaşmaması için evden bir hafta boyunca hiç çıkmadı..Zaten pek de hali yoktu,dışarıya çıkacak..
Ama sona doğru iyice sıkıldı..
Oyuncaklar da bu hastalıkla birlikte enfekte oluyormuş..
Bazı çok küçük ve girintili çıkıntılı oyuncakları atmamız gerekiyor mesela..
Büyük oyuncak ve mobilyaları ise özel dezentektan solüsyonla steril edip, kıyafetleri yüksek derecede yıkıyoruz..
Epey olaylı bir hastalık oldu kısacası.
Allah beterinden saklasın hem Beril'i, hem de tüm bebekleri..

12 Aralık 2010 Pazar

Beterin Beteri Varmış

Beril yemek yemiyor derken , rota aşırı iştahsızlık yaptı..Ağzına hiç bir şey koymadı gördüm neymiş yemek yememek.

Uyumuyor derken, dün saat 17:00'de yattı, sabah 08:30' da kalktı..Havale mi geçiriyor, bayıldı mı acaba diye ha bire kontrol ettim..Gördüm çok uyumasının ne demek olduğunu...

Tuvalet eğitimine başlamadım diye üzülürken ishal oldu defalarca kaka yaptı, iyi ki başlamamışım boşa giderdi diye düşündüm..

Ateşten vücudunda isilikler çıktı, 6. hastalık da geçirmedi ondan olmasın diye kafaya taktım..

Çok yoruyor biraz az koştursa derken, kolunu bile kaldıracak hali kalmadı..Keşke kalkıp koşup oynasa yine yorulsam diye düşündüm..

Takside normalde oturmazken ve ben yüreğim ağzımda seyahat ederken , acile gittiğimiz gün koluma başını yasladı..Öylece gittik onca yolu gık demedi..Çok üzüldüm o haline..

Demek ki neymiş, şikayet edip durduğumuz durumlar gün gelip kendini aratacak hale gelebiliyormuş..

O yüzden artık ne diyoruz Allah bugünümüzü aratmasın..

Bugün sabah bembeyaz bir Ankara sabahına uyanıp, artık hayata daha farklı bakma kararı aldım..

Karla birlikte beyaz bir sayfa açtım..

10 Aralık 2010 Cuma

Tüm Önlemlere Rağmen Rota Virüs

Her şey iki gün önce ateşinin yükselmesiyle başladı..
Alttan diş çıkardığı için önemsemedik pek..
Sonra bir kez kustu, bir yaşına dek her gün 15 kez kustuğu için , çok da üzerinde durmadık..
Gece ishal gibiydi, diş çıkarırken yumuşama olur normal dedik..

Sonra..
Gece ateşi giderek yükseldi....40,3 'ü gördük ilk defa..Hemen ateş düşürücü ve banyo..
Biraz düştü ve sıçrayarak da olsa sabaha karşı 5:30 da uyuyabildi..
Ertesi gün yani dün acilde aldık soluğu..
Yine idrar yolu enfeksiyonu şüphesi vardı..
Fakat sabah da ishal olması acaba mı dedirtti..
Gelen gaita tahlili hepimizi şok etti.

Yahu bu çocuk rota virüs aşısı olmuştu nasıl rota olur dedik hep birlikte..
Oluyormuş..
Hatta doktora göre hafif geçiriyormuş..Her ne kadar bize hiç hafif gelmese de..
Allah beterinden saklasın..

Hiç iştahı yok, su bile içmek istemiyor..
Dün gece ateşi 39,5 'di yine ..
Ateş düşürücü vermesek daha da yükselecek..
Belki serum verilmesi gerekiyormuş, inşallah gerekmez..

10 gün sürermiş..
Çok bulaşıcıymış..
Özellikle kış aylarında salgınları olurmuş..
Alışveriş merkezi gibi kapalı alanlardaki oyun parkları ve oyuncaklar bu yaş grubunun enfeksiyonu kapması en muhtemel yerlermiş..

Şimdi minik kuzum çok yorgun, hiç oynamak istemiyor ..
Sürekli yatmak istiyor ..
Alışık olduğumuz Beril evet bizi yoruyordu ama biz o halini şimdilerde çok özlüyoruz...

8 Aralık 2010 Çarşamba

Yılbaşında Monami


Ben küçükken hatırladığım ilk pastel boya takımım Monami'ydi..
Şimdilerdeyse Beril'e yavaş yavaş boya ve resim yaptırmaya başlıyorum..
Onunkiler  karalama boyutunu geçemese de , benim yaptıklarımı seyretmekten büyük keyif alıyor..
Epey oyalanmasını sağlıyor ki kış günleri için bulunmaz nimet , küçük çocuk sahibi anneler bilirler..
Geçenlerde  Monami'den gelen mail, beni mutlu etti..
Artık Monami'nin de kuru boyaları varmış ve pastel boyaları da iz bırakmıyormuş..
İyisi mi bir de siz okuyun..


YENİ YILDA ÇOCUĞUNUZA EN GÜZEL HEDİYE MONAMİ'DEN

Yeni yıl geliyor ve büyükler kadar çocukların da hediye alma heyecanı başlıyor. Özellikle çocuklara alınacak hediyenin özenle seçilmesi gerekiyor. Onların gelişimini olumlu yönde etkilemek istiyorsanız, alacağınız hediyeleri çok uzaklarda aramayın. Türkiye distribütörlüğünü Şark Gülü Kırtasiye'nin yaptığı ve yıllardır dünya çocuklarının en sevdiği markalardan biri olan Monami pastel boyalar ve seriye yeni katılan kuru boyalar ile yeni yılda hem çocuğunuzu sevindirin hem de çocuğunuz, kendi yaptığı resimlerle sizi sevindirsin...

Monami'den resim yapmayı sevdiren rengârenk yeni kuru boyalar...

         Monami serilerine yeni katılan kuru boyalar, çocukların resim yaparak hayal dünyalarının genişlemesine ve el becerilerinin artmasına yardımcı oluyor. Kısa ve uzun tüp olmak üzere farklı ambalajlarda, 12 ve 24'lü renk seçenekleri ile satışa sunulan kuru boyalar, kağıdı yıpratmadan kolayca kullanılıyor. Monami kuru boyalar'ın uç kırılmasına karşı dirençli özel yapıştırma sistemi sayesinde, çocuğunuz uzun süre resim yapmanın keyfini çıkartacak. Kağıt üzerinde daha baskın görünen yüksek kalitede parlak ve canlı renklere sahip kuru boyalar, okul öncesi ve sonrası çocuklarınız için önemli bir gelişim araçlarından biri olma özelliği taşıyor.

         Monami'nin pastel boyaları ile renkli hayaller...

         Pratik kullanımı ve canlı renkleri ile çocukların ilk tercihi olan Monami pastel boyalar, diğer boya malzemelerine göre daha kapatıcı olma özelliği taşıyor. Monami pastel boyalar 12, 16, 18, 24, 36 ve 48 renk içeren karton ve plastik çantalı ambalaj seçenekleri ile çocukların hayallerine renk katıyor. Ucu açılan ve son derece sağlam olan pastel boyalar, düşürüldüğünde çatlamıyor ya da kırılmıyor. İz ve leke bırakmama özelliği ile de temizlenmesinde zorluk yaşanmıyor. Kağıt üzerinde rahatça kayan Monami pastel boyalar ile çocuklar resim yapmaktan zevk alıyor. Çocukların el becerilerinin ve zekalarının gelişimine yardımcı olan pastel boyalar, sanata olan ilginin de artmasına yardımcı oluyor.

Monami boyalar zararlı kimyasallar içermiyor...

        
         Hiçbir zararlı madde içermeyen Monami marka pastel ve kuru boyalar, boya yaparken ellerini ağızlarına götüren küçük çocuklar için herhangi bir tehdit oluşturmuyor. Çocukların güvenle oynayabilmeleri için zararlı olmayan maddelerden üretilen pastel ve kuru boyalar ile çocuklarınız, yeni yılda yeni resimlere imza atacak...


5 Aralık 2010 Pazar

16 Aylık Beril Sözlüğü

Sevgili Can'ın Güncesi'nden  kopya çekip bir Beril sözlüğü hazırlamaya karar verdim..

A.''Annie''.Yani ben..:))

B..''Babba''..Aynı zaman da ilk söylediği kelimedir Beril'in..Ayrıca adını da söyler bkz O harfi..

C..''Cici''..Genelde  bak kızım bu cici dediğimiz şeylere gidip o da ''Cici '' yapar..

Ç..Çalar Saat: Diğer adıyla Beril..Sabah 7:00' de mutlaka ayaktayız..

D..''Dütt''..Araba..

E..Ev temizleme..Şimdilerde en sevdiğimiz oyun..Bir bez verin ve görün ne hamarat bir kız olduğunu..

F..Fayton..Hayvanat bahçesinde görüp hayran olduğu araç..Yavrum hiç görmemişti, bayıldı..

G..''Gell''..Hele bazen el hareketiyle yapıyor çok güzel oluyor..

H..''Hamm''..Hadi kızım ham yap diye diye oldu biliyorum , ben suçluyum..:))

I..''Ihh''..Yapmak istemediği şeylerde ağlamadan önce verdiği ilk tepki..

J..Jile..En sevdiğim kıyafet türü, hele kışın kız çocuklarına çok yakıştığını düşünüyorum..

K..''Ka''..anlamı Evet ..Bunu nasıl bulmuş bilmiyorum ama Beril'ce karşılığı evet bu kelimenin..

L..Lazımlık..Yeni aldık, deneyip göreceğiz neler olacak..

M..''Mem''..Tahmin edersiniz herhalde anlamını..:))

N..''Nen''..Uyku

O..''Ok-un''..Orkun yani babası..:))

P..Pışşş..Uyutmak için söylediğimiz kelime..Babasında daha çok işe yarıyor ama Beril' de malesef..:))

R..Reflü..İlk bir yılımız boyunca kusmamıza sebep olan hastalık..

S..Sebze..Hep yedirmeye çalıştığım ve onun hiç sevmediği..

Ş..Şeker..Hiç alışmasını istemediğim ve onun çok sevdiği..

T..Televizyon..15 aya kadar hemen hiç seyretmemişken, şimdilerde her akşam açık..:((

U..Uyku..Her zaman bizi en çok zorlayan konu..

V..''Vak'' Ördek..

Y..''Yok'' Şimdilerde favori kelimesi,  hemen herşeye verilen cevap

Z..Zil..Çaldığında herkesten önce Beril'in koştuğu ..

3 Aralık 2010 Cuma

Dikkat ! Bu Bir İç Dökme Yazısıdır !

Kanserle savaş demek sadece radyoterapi , kemoterapi almak demek değilmiş anladım..
Bu savaş öyle bir savaşmış ki tüm cephelerde oluyormuş..
En beklemediğin anda, en beklemediğin yerden geliyormuş sorunlar..
Aman hastanın psikolojisini sağlam tutalım derken, kendin alt üst oluyormuşsun..

Bazen onu şimdiye dek saçma sapan sebeplerle üzenleri sorumlu görüyormuşsun..
Bazen de herkesi Allah' a havale edip, işin ucunu bırakıyormuşsun..
Hatta bazen en çok koşturan, en çok üzülen sen değilmişsin gibi bazıları senin de anlayışlı olmanı beklemeye başlıyormuş..
Zormuş dostlar, Allah beterinden saklasın..

Bazen herşeyi unutuyoruz, ama bazen öyle anlar geliyor ki gırtlağında bir düğüm oluyor geçmiyor..
Bazen  radyoterapi alanların ortasına gidip oturup, onlara destek olmaya , hepsiyle tek tek konuşup, moral vermeye çalışıyorum..

Bazen en yakınım dediklerim arayıp, moralimi bozup kapatıyor telefonu..Saatlerce harap sinirlerimi tamire uğraşıyorum..
Bazen  en olmaz dediğin, sana arada bir merhaba diyen yan komşun anneni alıp misafir ediyor, hergün hal hatır sormaya geliyor..
Bazen de gün gibi aşikar birşey bile dallanıp budaklanıp, büyük bir soruna dönüştürülüyor bazı insanlar tarafından..

Neden bu insanlar böyle ki diye sormak  anlamsız geliyor artık..İçi boş geliyor.
İnsanlar böyle olmasa bu kadar savaş, açlık, karmaşa olur muydu?
Ama biliyorum bir o kadar da iyi insan var bu dünyada, kalpleri temiz, pırıl pırıl..
Hayatı hep güzel gören ve insanlara yardım için uğraşan..

İşte ben de onlarla ve onlardan olmak istiyorum..
Biliyorum zor , hele bu durumda bazen çok zor..
Dua ediyorum sadece elimden geldiği kadar..
Related Posts with Thumbnails