21 Kasım 2010 Pazar

Gülümse

Çok zamandır yazasım var..Gelin görün ki akşam Beril'i uyutup ne zaman bilgisayarımı açsam, dönüp dolaşıp rektum kanserini okurken buluyorum kendimi..
Şu internet hem iyi hem kötü..Artık neredeyse ameliyatın yapılış şeklini bile öğrendim, bu iyi mi bilemedim..
Aslında bazı şeyleri de çok bilmeye gerek yok, bazen moral bozucu olabiliyor çünkü..
Bazen de bilmek lazım , doktor anlatırken ne diyor ki bu adamcağız diye boş boş bakmak yerine..En azından terminolojiye azıcık hakim olmak lazım orası kesin..

Neyse efendim bu süreçte öğrendiğim en güzel söze geleyim: ''Kaderden eminsen kederden emin ol..''
Şimdi diyeceksiniz güzel söz bu mu? Allah kötüsünden saklasın o zaman deyip açıklayayım..
Kader her zaman tatil, eğlence, bayram, kahkaha değil..Çoğu hastalık da biz insanlar için..
Ama insanın başına gelince, o hastane koridorlarına girince, bir patoloji labaratuarının kapısında yüreği ağzında bekleyince anlıyor bazı şeyleri..Düşünüyor neden bu bizim başımıza geldi diye..
 Ve cevap, kaderimizde bunu da yaşamak vardı..Güzel anlar yaşamak da vardı ve biz o anlarda bak bu da bizim kaderimiz demedik..Gayet mutlu başımızın üstünde yeri var diyerek kabullendik..

Kısacası insanoğlu nankör, güzel günler yaşarken onu normal kabul ediyor, bir zorluk gördü mü de niye ben bu zorluklarla sınanıyorum diyor..Keder olmasa güzel günlerin kıymeti kalır mı?

Bir de çocukla karşılaştım, tam da hastanedeki en sıkıntılı günümde..23 yaşında Iğdır'lı bir genç..Maddi durumu iyi olmadığı için Ankara'ya tedaviye gelememiş ve tüm kalın barsağı kanserle kaplanmış..Tek başına gelebilmiş, ameliyat olsa refakatçi kalacak kimsesi yok yanında. O kadar kısa bir an şahit oldum ki durumuna, yine de üzgün görünmüyordu, gelebilmiş olduğuna  seviniyor gibiydi..

Bu yazıdan çıkan sonuç hayat onu nasıl gördüğünüzle ilgilidir..Siz iyi tarafından bakarsanız o da iyidir..
Şimdi bu yazıyı okuyan sevgili dostlar,sadece şunu düşünmenizi isterim ..O Iğdırlı genç bile gülümseyebildikten sonra, sizin somurtmaya hakkınız var mı?

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Handecim, tam da ve kesinlikle o Iğdır'lı genç ve senin gibi düşünüyorum...
Belki hatırlarsın ben de o kötü şeyi kıyısından dönen şanslı kullardanım. aslında biraz kadar biraz da kendim de kendim yaptığımı düşünüyorum.
doktor beni yana yakıla arayıp anlattığında biraz göz yaşı döktüm sonra asla. en yakınlarıma söyledim sadece ve kat'i surette bununla ilgili ne benim yanımda ne başkalarının yanında "konuşmama" yasağı getirdim. şimdi bile sadece kontrollerimi aksatmıyorum. bu kadar!
itiraf edeyim ben de hep dr.google dan birşeyler okudum ama bazı şeyleri bilmek te insanı "herşeye" hazırlıyor.
bunları zaten biliyorsunuzdur ama sen ve tüm yakınlar güçlü durunca herşey daha kolay atlatılıyor.
acil şifalar diliyor ve iyi haberlerinizi bekliyorum.
sevgiler:)

a.c dedi ki...

çok doğru... somurtma hakkımız yok aslında...

banu dedi ki...

Son sözün çok doğru sen nasıl bakarsan hayat yle oluyor....

10 kusur yıl önce babama 3. evreden akciğer kanseri teshisi konulduğu zaman bende biraz google doktoru olmuştum. Ancak birlikte çalıştığım bir hoca bu verilere pozitif tarafından bakmayı öğretmişti. Makalelerden gördüğün vakka örnekleri örnek, veriler de sadece istatikseldir. Her hasta - her vakka - kendine özeldir, hasta ve aileleri bunu unutmamalı... derdi.

Babamın 3. evre kanseri, lenflere yaygındı, ameliyatla temizlenecek gibi değildi. bir kaç ay sonra beyin metastası çıktı. Beyinden sonra verilen 6 aylık survive rateler %1'lerdeyken, babam tam iyileşme gösterdi ve vucudunda kanserli hiç bir hücre kalmadı. sonraki yıllarda da tekrarı olmadı. Ancak tam iyileşmeden 5 sene sonra tamamen bağımsız yeni erken tanılı başka bir kanser çıktı. Metastas değildi, ilki kadar yaygında değildi ancak babam ilkini ameliyatszı atlattığı için bunda da olmayı red etti. Doktorları ile çalışmadı, savaştı. Zor günlerdi hepimiz için...

Hastanın yaşadıkları zaten ağır... ancak yakınlarında bunu normal kabul etmesi gerekiyor. Normal kalabilmeye ne kadar tutunabilrseniz hepiniz için o kadar kolay sağlıklı oluyor.

Sevgiler,

büşra dedi ki...

Ah Beril gerçekten,bu günlerdeki streslerimin ne kadar gereksiz sebeplerden olduğunu düşünebildim sonunda.Bazen öyle bir nankör oluyoruz ki.. halimize binlerce şükür...

büşra dedi ki...

:)) Sözüm Berile olmuş; Hande sen anla:))

cavidan dedi ki...

öncelikle geçmiş olsun canım. senin yaşadığın süreci annemin hastalığının teşhisi konduğunda bende yaşamıştım. sürekli internette araştırıyordum. sonrasında bunu yaşayacağız ve aşmalıyız diyerek bıraktım. umarım anneciğin en kısa zamanda iyileşir.

ayşegül dedi ki...

handecim çok geçmiş olsun anneciğine,kaçırmışım son postunu.
Ne kadar güzel İfade etmişsin kaderi,herkes senin gibi düşünebilse herşey daha güzel olurdu kesinlikle.
Gülümsemeleriniz hiç eksilmesin inşallah.

çakıltaş dedi ki...

handecim bugün o kadar somurttumki, bi tuhaf oldum yazını okuyunca... şimdiyse sebeblerimi gözden geçiriyorum...

Hande dedi ki...

Sevgili dostlar, hepiniz iyi ki varsınız her yorumunuz için çok teşekkürler..Annem de bunları okuyor ve sevgilerini iletiyor sizlere..

SERRA dedi ki...

canım gerçekten çok basit şeylere kalp kırıyoruz bazen..
hayatta neler varmış deği mi?
arada sırada bu kafaya hatırlatmak lazım bunları..kader...ve keder...gerçekten güzelllikleri yaşarken kaderde varmış demiyoruz..
anneciğine sevgiler,öpüyoruz Beril'i..

Fatma dedi ki...

Çok geçmiş olsun.

Related Posts with Thumbnails