Dün akşam Beril'in ikiz arkadaşları Aslan ve Ateş bizdelerdi..
Çok eğlendiler birlikte..
Cumartesi doğum günleri bu kuzuların, biz de annesiyle süsleme ve hazılıklardan konuştuk..
Tabi oğlanların uykuları geldi ve fazla kalamadılar..
Beril bu duruma son derece üzüldü, sonuçta tam da eğlencenin ortasında arkadaşları aniden gittiler..
Babamızın da işi geç bitecekti, yine de bir umutla belki 20:00 gelir diye bekliyorduk ..(23:00' de geldi oysa ki)
Neyse saat 20:00 civarı kapı çaldı, tabi Beril de kesin babam gelmiştir diye sevinerek kapıya koştu..
Fakat bir anda , tam da benim önümde bir düştü, yüzüstü parkeye..
Nasıl ağladı , nasıl anlatamam..
İlk önce bir şey göremedim yüzünde, kapıya gelen saçma anketörü kovaladım..
Fakat ağlaması bir türlü geçmiyordu..
Dikkatli baktığımda üst iç dudağında kanama fark ettim..
Mümkün oldukça hızlı buz koymak istedim ama ne mümkün..
Yaklaşık 15 dakika sonra dudak tam üç katına çıktı..
Gerçekten korkunç bir görüntüydü..
İçimin yağı eridi resmen..
Tabi akşam yemeği yiyemedi, canı acıdığı için sürekli mızırdandı, mütamadiyen ağladı..
Sonrasındaysa kocaman dudağıyla uyudu ama ben gece boyu kontrol için ne uğraştım..
Sabahsa 6 da kalktı, henüz gün ağarmamıştı..
Tabi ben ilk iş hemen dudağa baktım, neyse ki daha iyiydi..
Öğlen ise iç yaranın artık tamamen kapanıp mor bir hal almasıyla ben de bir rahat nefes aldım..
Kısacası hareketli bir bebek, her an gözünüzün önünde de olsa kazalara çok açık..
Çok şükür ki bu olayı ucuz atlattık, Allah beterinden korusun..